hayvan gibi - Turco Inglés Diccionario

hayvan gibi

Significados de "hayvan gibi" en diccionario inglés turco : 16 resultado(s)

Turco Inglés
General
hayvan gibi enormous adj.
hayvan gibi beastly adj.
hayvan gibi huge adj.
hayvan gibi bestial adj.
hayvan gibi brute adj.
hayvan gibi swinish adj.
hayvan gibi like an animal adj.
hayvan gibi brutish adj.
hayvan gibi animalish adj.
hayvan gibi brocket adj.
hayvan gibi brutally adv.
hayvan gibi brutishly adv.
Colloquial
hayvan gibi moby adj.
Idioms
hayvan gibi (oneself) silly adv.
hayvan gibi yourself silly adv.
Slang
hayvan gibi (one's) ass off expr.

Significados de "hayvan gibi" con otros términos en diccionario inglés turco: 71 resultado(s)

Turco Inglés
General
hayvan yemi (saman/ot gibi) fodder n.
Worst of all is the loss of animal fodder, mainly as the result of the grain lost.
En kötüsü de kaybedilen tahılın bir sonucu olarak hayvan yemi kaybıdır.

More Sentences
hayvan gibi tip yahoo n.
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama taxidermy n.
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama taxidermy n.
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama taxidermy n.
miyavlar gibi ağlayan hayvan mewler n.
deniz kabuğu, hayvan kemiği gibi atık malzemelerin kalıntılarını içeren ve bir yerleşimin varlığına işaret eden höyük veya yığın midden n.
bitki veya hayvan çalışması yapmak için orman, mera, tarla gibi arazilerde oluşturulan dikdörtgen şeklindeki küçük alan plot n.
hayvan gibi davranmasına sebep olmak animalise v.
hayvan gibi davranmasına sebep olmak animalize v.
(köpek, maymun gibi hayvan şovlarında) hayvanın konulacağı bankı düzenlemek bench v.
hayvan gibi homurdanmak sneer [dialect] v.
hayvan gibi horuldamak sneer [dialect] v.
(hayvan uluması gibi) ciyaklamak howl v.
üzerinde (hayvan ayak izi gibi) izler bulunan (çamur/toprak) champy [obsolete] adj.
uzun hayvan burnu gibi snoutish adj.
uzun hayvan burnu gibi snouty adj.
(hayvan kürkü) çalı gibi ve dağınık patchy adj.
Colloquial
evlat gibi sevilen evcil hayvan furkid n.
hayvan gibi çalışmak flog your guts out v.
hayvan gibi çalışmak work your guts out v.
hayvan gibi çalışmak slog your guts out v.
Idioms
hayvan gibi çalışmak work one's guts out v.
hayvan gibi çalışmak sweat one's guts out v.
hayvan gibi çalışmak put one's back into v.
yaralı hayvan gibi böğürmek/bağırmak bellow like a (wounded) bull v.
(yaralı) hayvan gibi böğürmek bellow like a (wounded) bull v.
(yaralı) hayvan gibi bağırmak bellow like a (wounded) bull v.
yaralı hayvan gibi böğürmek/bağırmak bellow like a (wounded) bull v.
hayvan gibi bağırmak bellow like a (wounded) bull v.
hayvan gibi gülmek laugh yourself silly v.
hayvan gibi içmek drink yourself silly v.
bir şey için hayvan gibi çalışmak put your back into something v.
hayvan gibi çalışmak put your back into v.
hayvan gibi (büyük) like a clown's pocket adv.
Trade/Economic
bir ürün almak için yetiştirilmiş (ağaç veya hayvan gibi) varlıklar cultivated assets n.
Dyeing
mısır'daki hayvan ve insan mumyalarının kalıntılarının öğütülüp katran gibi maddelerle karıştırılarak üretilmiş kahverengi pigment mummy-brown n.
Furniture
şekli hayvan ayağının altında duran top gibi olan mobilya ayağı claw-and-ball foot n.
şekli hayvan ayağının altında duran top gibi olan mobilya ayağı ball-and-claw foot n.
Psychology
hayvan gibi davranma saplantısı zoanthropy n.
Printing
bitki, hayvan, kaya gibi doğal oluşumları kullanarak yapılan baskı işlemi nature printing n.
Food Engineering
besi hayvanlarının ete, et ürünlerine ve sabun gibi hayvan türevli ürünlere dönüştürüldüğü bir tesis packing plant n.
Gastronomy
sığır, kuzu gibi hayvan gövdesinin yarısının ön bölümü forequarter n.
Biology
hayvan hücresinin çekirdek zarında ağsı tabaka oluşturan, replikasyon ve transkripsiyon gibi çekirdek fonksiyonlarına sahip filamentli protein sınıfı lamin n.
kürek gibi uzuvları olan hayvan remiped n.
ayak veya bacaklarını kürek gibi kullanan (böcek, kabuklu hayvan) remiped adj.
Biochemistry
çoğu bitki ve hayvanın fizyolojik işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli olup bitki ve hayvan dokularında az miktarda bulunan çinko, bor, iyot gibi kimyasal element minor element n.
çoğu bitki ve hayvanın fizyolojik işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli olup bitki ve hayvan dokularında az miktarda bulunan çinko, bor, iyot gibi kimyasal element microelement n.
Zoology
fil gibi kalın derili memeli hayvan pachyderm n.
keçi, koyun gibi türlerin olduğu alt familyadan olan hayvan caprid n.
kılıç gibi dişleri olan hayvan machairodont n.
hem öne hem arkaya kıvrık spiral gibi boynuzları olan (hayvan) reciprocornous adj.
kalın, sert ve tel gibi tüyleri olan (hayvan) wire-haired adj.
Botanic
avrupa'da hayvan yemi olarak tüketilen, hindistan gibi bazı ülkelerde insanlarca yenebilen bir yıllık baklagil grass pea n.
avrupa'da hayvan yemi olarak tüketilen, hindistan gibi bazı ülkelerde insanlarca yenebilen bir yıllık baklagil khesari (lathyrus sativus) n.
avrupa'da hayvan yemi olarak tüketilen, hindistan gibi bazı ülkelerde insanlarca yenebilen bir yıllık baklagil indian pea n.
Agriculture
hayvan dışkısı gibi malzemelerle toprağın verimini artırma manuring n.
Breeding
(sığır, öküz gibi) büyükbaş hayvan bovine n.
buzağı gibi hayvan yavrularının tabaklanmamış sırt derisi kip n.
sosis, sucuk gibi ürünlerde kullanılabilen düşük kaliteli hayvan eti boner [new zealand] n.
tüberküloz gibi hastalıklardan arındırılmış (büyükbaş hayvan) attested [brit] adj.
(hayvan yemi) testlerde belirli bir besin grubuna aitmiş gibi reaksiyon veren crude adj.
History
(arma üzerinde ayı, boğa gibi hayvan) sinirli ve agresif incensant adj.
Art
(çiçek, hayvan gibi) önemli figürlerle süslenmiş historiated adj.
Mythology
başı hayvan kafası gibi olan zoocephalic adj.
Ornithology
insan diline benzer sesler çıkarabilen papağan gibi hayvan anthropoglot n.
Entomology
kabuklu hayvan, yumuşakça ve su böceği gibi çıplak gözle görülebilen omurgasız macroinvertebrate n.
Slang
hayvan gibi davranış beastliness n.
ayı/hayvan gibi tip knuckle-dragger n.
ayı/hayvan gibi tip lug n.
hayvan gibi çalışmak sweat blood v.